Avrupa’nın güneybatısında, İber Yarımadası üzerinde yer alan Portekiz, kuzeyden ve doğudan İspanya ile, güneyden ve batıdan da Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Avrupa Kıtası’nın en batıdaki ülkesidir.Atlas Okyanusu’nun kuzey yarımküredeki bölümünde bulunan Azorlar ve Madeira Takımadaları özerk yönetimleriyle birlikte, Portekiz’in bir parçasıdır.
Lizbon
Ülkenin batısında yer alan Lizbon, Portekiz’in başkentidir. Avrupa’nın batı sınırında Atlantik Okyanusu sahili üzerinde yükselen başkent, Tagus Nehri’nin Atlantik Okyanusu’na döküldüğü yerde bulunur. Büyük Lizbon bölgesi, İber Yarımadası’nın önemli finans ve ekonomi merkezlerinden biridir. Ülkenin en kalabalık kenti olan Lizbon, Portekiz’in en zengin kentidir. Ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH)’nın önemli bir bölümünü karşılayan kent, Portekiz’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin çoğunun genel merkezine ev sahipliği yapmaktadır.
Art Nouveau (dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı bir sanat akımı) binalar, çini kaplı cepheleriyle insanı cezbeden (azulejos) mimari yapılar ve mozaiklerle dekore edilmiş caddelerinin yanı sıra Lizbon, bir doğa ve okyanus kentidir. Birçok abideyi bağrında saklayan tarihi semtler ve 50’yi aşkın müzenin hayat bulduğu Lizbon, nehre bakan yamaçların arasından kıvrılarak ilerleyen dar caddeleriyle insanı hayrette bırakan mükemmel bir görüntüye sahiptir.
Alfama, Castelo ve Mouraria (birbirlerine sınırları var), Bairro Alto (kent merkezinin bir bölümü; gece hayatının merkezi), Bica (Ascendor da Bica kablolu treni ile bilinir), Chiado (modaya uygun alışveriş dünyası), Baixa (kentin kalbi) ve Belém (Tagus Nehri boyunca; tarihi abideler alanı) Lizbon’un tarihi semtleri olarak ön plana çıkar.
Belém’de bulunan Jerónimos Manastırı, beyaz taşlardan yapılmış olup kentin en önemli ve popüler tarihi yapılarından biridir. Manastır, üç önemli Portekiz edebiyatçısı (Luís Vaz de Camões, Alexandre Herculano and Fernando Pessoa) ve gemici Vasco da Gama’nın mezarını barındırır.
16. yüzyılda Tagus Nehri’nin deniz ile buluşan bölümünü savunmak için inşa edilmiş olan Belém Kulesi, kentin en önemli tarihi eserlerindendir.
Tagus Nehri kıyılarında yer alan Belém Sarayı, kentte bulunan tarihi değeri büyük ihtişamlı saraylardan biridir. Sarayı çevreleyen bahçeler ve mobilyalar, mücevherler ve tablolar bulunduran görkemli odalar insanı büyüler niteliktedir.
Kentte çok sayıda çağdaş ve tarihi müze bulunmaktadır. Casa-Museu da Fundação Medeiros de Almeida, Avrupai çalışmalardan oluşan zengin bir koleksiyona sahiptir. Bu kültürel mabedte dini sanatlar, züccaciye, resim dokumalı duvar örtüleri, saatler, gümüş eşyalar, Çin eşyaları, mücevherler, mobilya ve tablolar bulunur.
Lizbon kenti, sahip olduğu Elevador da Glória, Elevador da Bica ve Elevador da Lavra füniküler sistemleri ünlü bir şehirdir. Bu kablolu raylı sistemlerden biriyle gezintiye çıkmadan kentten ayrılmamalısınız.
Porto
Ortaçağ Avrupası için uçsuz bucaksız gözüken Atlantik Okyanus’u yolculukları, belli başlı birkaç limanda başlar, bilinmeze doğru uzayıp giderdi. Cesur ve bir o kadar da maceraperest Portekiz denizcilerinin liman diye çağırdıkları “Porto”, yazgısını adeta kendi adına kazımıştı. Geçip giden 500 yıl sonunda bugün bir endüstri kenti olarak da beliren Porto, Lizbon’un gösterişinden uzakta ama oldukça çalışkan ve gelişmiş kent kimliği ile öne çıkıyor. Üstelik Ortaçağa uzanan bu geçmişin imgeleri, Porto sokaklarında dolanırken ansızın karşınıza dikiliveriyor.
Palacio da Bolsa ya da borsa binası, ortaçağ katedrali ve bir kule ilk göze çarpan mimari çekim noktalarını oluşturuyor. Turistlerin kesinlikle gezdikleri bir başka yer ise Douro Irmağı’nın öte yanı. Vila Nova de Gaia adıyla bilinen bu bölgedeki şarap mahzenleri özellikle ilgi çekiyor.
Şehrin tarihsel kesimi Barredo adıyla anılıyor ve UNESCO miras alanları arasında sayılarak korunuyor. Hemen hepsi renkli çiçeklerle bezeli ferforje balkonlar dikkat çekiyor. Portekiz’e özgü seramik işçiliği Azulejo, tarihi kentin dokusunu oluşturan bir diğer önemli öge.
Dolambaçlı sokaklarında yürürken karşınıza çıkabilecek, küçük dükkanlarda el emeğiyle çalışan küçük esnaflar bir ortaçağ romanından fırlamış tipleri andırıyor. Zamanın değiştirmeyi başaramadığı şeylerden biri de Porto’nun bu büyülü atmosferi olsa gerek. Kiliselerin iç ve dış cephelerinde, saraylarda, evlerde ve hatta tren ve metro istasyonlarının dekorasyonunda Azulejo kullanılıyor. Sadece görsel açıdan değil, ayrıca evlerin ısı kaybının önlenmesi için de kullanılan güzel bir teknik Azulejo.
Porto kent merkezinin biraz dışında ama Atlantik kıyısında kalan Matosinhos görülesi yerlerden bir diğeri. Özellikle deniz ürünlerini tadabileceğiniz birçok seçenek bulunuyor bu kesimde. Matosinhos’un küçük kumsallarında denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Amarante yine Porto kentinin komşuluğunda görebileceğiniz renkli kasabalardan bir diğeri, 69 km kadar uzağında yer alıyor. Gösterişli yaşam alanı Foz do Douro, restoranları ve kulüpleri ile özellikle geceleri oldukça hareketleniyor.
Madeira (Funchal)
Ilıman iklimi, konukseverliği ve doğası ile insanın içini ısıtan Portekiz, tarih boyunca cazibe merkezi olmuş bir ülke. Büyük şehirlerinden kırsal kesimlerine kadar pek çok zenginlik barındıran bu bir zamanların imparatorluğu “sıcak” ülke, insana bambaşka duygular yaşatıyor. Mutfağından kültürüne, şarabından doğasına kadar cazibe merkezi olan Portekiz, Türkler’in yabancılık çekmeyeceği ülkelerden biri. Portekiz’in Madeira Adası ise Atlas Okyanusu’nda yer alan, egzotik, yerel, biraz tropikal, misafirperver ve çok güzel bir ada.
Kent merkezi ve tarihsel bölge, gezmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Funchal kıyıda başlayıp zamanla dağlık bölgeye doğru gelişmiş bir kent. Ancak bu tepelerden kent merkezine erişmek hiç de zor değil, birkaç dakikalık bir yürüyüşle her türlü hizmetin sunulduğu merkez bölgeye ulaşabiliyorsunuz. Kent tarihsel ve yönetsel olarak 3 bölgeye ayrılıyor; São Pedro, Santa Maria Maior ve Sé.
Adanın neredeyse yarıdan fazlası deniz seviyesinden 700 metre kadar yüksekte bulunuyor. Pico Ruivo, 1862 m’lik yüksekliği ile adanın en yüksek noktası. Kuzey kesiminin bitki örtüsü, tepeleri kaplarken, vadiler ve çağlayanlar ile sürerek birden bire denize gömülüyor. Adanın güneyi nemli rüzgarlardan korunduğu için yerleşimler bu bölümde yoğunlaşıyor. Funchal, Machico, Santa Cruz, Câmara de Lobos, Brook Brava ve Calheta bu kesimde yer alıyor. Bir Günde Funchal Kent merkezi ve tarihsel bölgeyi yürüyerek gezebilirsiniz. Gezinizi kolaylaştıracak teleferik sisteminin kalkış durağı tarihsel kent kesiminin ortasında bulunuyor. Garajau korunmuş doğa alanı Funchal ve Santa Cruz’un yaklaşık tam ortasına denk geliyor. Bu alan Portekiz’de korunma kararı alınmış ilk bölge olma özelliğini taşıyor.
Yakın Yerler
Câmara De Lobos, Funchal 9 km kadar uzakta bulunan bir balıkçı kasabası. Kasabayı ünlü kılan ise katil balinaları. Ayrıca Winston Churchill’in resimlerinden de tanınan bir yer burası.
Funchal’dan yaklaşık 18 km. ötede çok iyi korunmuş bir tarihsel merkez var, Ponta Do Sol. Şeker endüstrisinin gelişimine tanıklık etmiş bir yer burası. Batı kesiminde kesinlikle görülmesi gereken yerler Cais da Ponta do Sol, ve the Ponte do Caminho Real.
Porto Santo, Madeira’nın 40 km kadar kuzeydoğusundaki bir başka ada. Yılın büyük bölümü sessiz olan bu ada, Ağustos ayında birçok turistin gelmesi ile hareketleniyor. Uzunluğu 9 km’yi bulan kumsalı adanın en önemli özelliği. Yıl boyu sıcaklık 17 C’nin altına düşmüyor, genellikle 19C ile 23C arasında seyrediyor.
Ne zaman gidilir?
Portekiz’in kuzeyinde ılıman iklim, güneyinde ise sıcak bir iklim hüküm sürer. Ülkenin doğu ve kuzey bölümüne doğru kışlar daha sert yaşanır. Bunda kış boyunca batıdan yağmur getiren soğuk rüzgarların etkisi vardır.İç kesimlerinde yazlar sıcak ve kurak geçer. Yaz yaklaştıkça güneyden sıcak kuru hava dalgası gelir ve bu dönemde çok az yağış alır.
Portekiz’in kıyı kesimlerinde sıcaklıklar hemen hemen her yerde aynıdır. Batı kıyısının ortasında bulunan Lizbon şehrinde sıcaklıklar, Ocak ayında ortalama 7 – 15 derece arasında, temmuzda ise 18 – 28 derece arasında değişmektedir. Madeira ve Azor Adaları sıcaklık aralığı daha dardır. Bahar ve yaz mevsimlerinde güneşli, sonbahar ve kış mevsimlerinde yağmurlu ve rüzgârlıdır.
Ne yenir, ne içilir?
Her tada ve zevke uygun restoranlar bulabileceğiniz bir kenttesiniz. Portekiz mutfağı ucuz, kaliteli ve lezzetlidir. Sofranızda dünya mutfağının tüm örneklerini bulabilmeniz mümkün. Lizbon, balık lezzetleri cennetidir.
Sardinhas assadas (mangalda pişirilmiş sardalye balığı) ve pastéis de bacalhau (balık kekleri, kentin en popüler yemeklerindendir.
Baixa (kent merkezi), geleneksel teras kafeleri için kentin en uygun bölümüdür. Bairro Alto, kentin geleneksel restoranlarıyla ünlü ilçesidir. Ayrıca, Lizbon caddeleri özgün kafelerle dolup taşar.
Portekiz, kaliteli şarabıyla ünlü bir ülkedir. Şarap, Lizbon mutfak kültürünün en önemli parçasıdır.
Portolular dilimize işkembeci olarak çevirebileceğimiz ‘tripeiros’ sözcüğü ile tanımlanmış kimilerince. Anlatıldığına göre denizcilere, askerlere ve tüccarlara etin değerli bütün yerlerini verdikten sonra kalan işkembeyi yemek Portoluların payına düşmüş. 15.yüzyıldan kalma bu tanım bugün zengin menü seçenekleri sayesinde tarih olmuş gözüküyor. Atlantik kıyısında olmanın verdiği avantajla deniz ürünlerinin her türü sürekli ve en taze biçimde sağlanabiliyor. Hemen her restoranda servis edilen “francesinha” yöresel lezzet olarak tadılabilir.
Şehrin Brezilya etkisindeki restoranları ayrıca ilgi çekici. Güney Amerika’nın renkli ülkesi Brezilya ile koloni döneminden kalan bu bağlantı bugün mutfak üzerinden de alabildiğine sürüyor. ‘Rodizios’ yada Brezilya usulü barbeküler oldukça tutuluyor.
Pratik Bilgiler
Ülkenin batısında yer alan Lizbon, Portekiz’in başkentidir. Avrupa’nın batı sınırında Atlantik Okyanusu sahili üzerinde yükselen başkent, Tagus Nehri’nin Atlantik Okyanusu’na döküldüğü yerde bulunur. Büyük Lizbon bölgesi, İber Yarımadası’nın önemli finans ve ekonomi merkezlerinden biridir. Ülkenin en kalabalık kenti olan Lizbon, Portekiz’in en zengin kentidir. Ülkenin Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH)’nın önemli bir bölümünü karşılayan kent, Portekiz’de faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin çoğunun genel merkezine ev sahipliği yapmaktadır.
Ortaçağ Avrupası için uçsuz bucaksız gözüken Atlantik Okyanus’u yolculukları, belli başlı birkaç limanda başlar, bilinmeze doğru uzayıp giderdi. Cesur ve bir o kadar da maceraperest Portekiz denizcilerinin liman diye çağırdıkları “Porto”, yazgısını adeta kendi adına kazımıştı. Geçip giden 500 yıl sonunda bugün bir endüstri kenti olarak da beliren Porto, Lizbon’un gösterişinden uzakta ama oldukça çalışkan ve gelişmiş kent kimliği ile öne çıkıyor. Üstelik Ortaçağa uzanan bu geçmişin imgeleri, Porto sokaklarında dolanırken ansızın karşınıza dikiliveriyor.
Leave A Reply